Mersin Barosu'ndan, nafaka düzenlemesine karşı imza kampanyası
Güncel
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
11.07.2019 - 22:36, Güncelleme:
11.07.2019 - 22:36 4336+ kez okundu.
Mersin Barosu'ndan, nafaka düzenlemesine karşı imza kampanyası
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, tüm avukatları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini imza kampanyasına destek vermeye çağırdı.
Boşanan çiftler arasındaki süresiz nafakanın mağduriyetlere yol açtığı gerekçesiyle süreli hale getirilmesine yönelik yeni bir düzenleme yapılması çalışmalarına tepkiler sürüyor.
Nafaka düzenleme hazırlıkları bakanlıklar düzeyinde yürütülürken, kadın örgütleri yanında Mersinli kadın avukatlar da harekete geçti. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin çalışmaların, kadının boşanma neticesinde ekonomik geçim kaygısını daha da artıracağı, boşanma fikrinden uzaklaşılmasına ve kadını, mağdur olduğu evliliğini sürdürmesine katlanmak zorunda bırakacağı gerekçesiyle nafaka düzenlemesinin TBMM Genel Kurulu'na getirilmemesi için ‘change.org' internet sitesinde imza kampanyası başlattı.
“Yeni bir düzenlemeye ihtiyaç yok”
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatlarla birlikte yaptığı açıklamada, yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin çalışmaları endişe ile izlediklerini belirtti.
Yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin yeni bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç olmadığını kaydeden Yeşilboğaz, “Halihazırda Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesinde nafakanın sona erdirilmesi, kaldırılması ve indirilmesi şartları düzenlenmiştir.
Kanunda yoksulluk nafakasına ilişkin kendiliğinden sona erme, azaltılma ve kaldırılma şartları zaten düzenlendiğinden, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığı açıktır. Ayrıca, yasa yoksulluk nafakasının hem erkeğe hem de kadına bağlanabileceğini açıkça belirtmiştir.
Ancak, toplumda kadının erkekle eşit olmaması ve kadının erkeğe göre ekonomik olarak güçsüzleştirilmesi sebebiyle yoksulluk nafakası genellikle kadına bağlanmaktadır” dedi.
Türkiye'nin, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni (İstanbul Sözleşmesi) onayladığını ve bu sözleşmeleri uygulama taahhüdünde bulunduğunu anımsatan Yeşilboğaz, “Bu taahhütlerin başında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal olarak güçlendirilmesi, şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunup desteklenmesi yer almaktadır.
Kadının güçlendirilmesi; eğitimi için her türlü destek ve imkanın tanınması, ekonomik olarak güçlü hale getirilmesi, iş bulma imkanlarının artırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, kreş imkanının sağlanması, siyasal, sosyal ve kültürel olarak desteklenmesi ve karar mekanizmalarında yer alması ile mümkündür” ifadelerini kullandı.
“Tüm meslektaşlarımızı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini, kampanyaya destek vermeye davet ediyoruz”
Türkiye'de istatistiklere bakıldığında, kadın-erkek eşitsizliği nedeniyle ayrımcılığa uğrayan kadınların istihdam oranlarının oldukça düşük olduğunun altını çizen Yeşilboğaz, “Tüm veriler incelendiğinde görülecektir ki, kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçsüz, desteksiz bırakılmaktadır.
Kamuoyunda bir süredir gündemde olan, mağdur erkekler başlığı altında yapılan propaganda ve imza kampanyaları ise nafaka düzenlemesine ilişkin tekil mağduriyetlerdir.
Ülkemizde nafaka ödediği için mağdur olan erkeklerin şartları ile nafaka alamadığı için mağdur olan kadınların şartları karşılaştırılamayacak durumdadır.
Kadın yoksulluğunun giderek arttığı, işsizliğe dair tablonun kadınlar aleyhine ağırlaştığı ve yaşamın her alanında şiddetin olağan hale geldiği günümüzde, böyle bir düzenlemenin gündeme gelmesi kadınlara ‘boşanmayın, boşanırsanız sonuçlarına katlanırsınız' demekten başka bir anlam ifade etmemektedir.
Ayrıca, kadınların erkeklerin üzerinde asalak olarak yaşayan canlılar olarak gösterilmesini de kabul etmiyoruz. Mersin Barosu olarak, tüm meslektaşlarımızı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini, nafaka düzenlemesinin TBMM Genel Kurul gündemine alınmaması için Kadın Hakları Merkezimizin başlattığı imza kampanyasına destek vermeye davet ediyoruz” diye konuştu.
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, tüm avukatları ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini imza kampanyasına destek vermeye çağırdı.
Boşanan çiftler arasındaki süresiz nafakanın mağduriyetlere yol açtığı gerekçesiyle süreli hale getirilmesine yönelik yeni bir düzenleme yapılması çalışmalarına tepkiler sürüyor.
Nafaka düzenleme hazırlıkları bakanlıklar düzeyinde yürütülürken, kadın örgütleri yanında Mersinli kadın avukatlar da harekete geçti. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin çalışmaların, kadının boşanma neticesinde ekonomik geçim kaygısını daha da artıracağı, boşanma fikrinden uzaklaşılmasına ve kadını, mağdur olduğu evliliğini sürdürmesine katlanmak zorunda bırakacağı gerekçesiyle nafaka düzenlemesinin TBMM Genel Kurulu'na getirilmemesi için ‘change.org' internet sitesinde imza kampanyası başlattı.
“Yeni bir düzenlemeye ihtiyaç yok”
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatlarla birlikte yaptığı açıklamada, yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin çalışmaları endişe ile izlediklerini belirtti.
Yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin yeni bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç olmadığını kaydeden Yeşilboğaz, “Halihazırda Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesinde nafakanın sona erdirilmesi, kaldırılması ve indirilmesi şartları düzenlenmiştir.
Kanunda yoksulluk nafakasına ilişkin kendiliğinden sona erme, azaltılma ve kaldırılma şartları zaten düzenlendiğinden, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığı açıktır. Ayrıca, yasa yoksulluk nafakasının hem erkeğe hem de kadına bağlanabileceğini açıkça belirtmiştir.
Ancak, toplumda kadının erkekle eşit olmaması ve kadının erkeğe göre ekonomik olarak güçsüzleştirilmesi sebebiyle yoksulluk nafakası genellikle kadına bağlanmaktadır” dedi.
Türkiye'nin, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni (İstanbul Sözleşmesi) onayladığını ve bu sözleşmeleri uygulama taahhüdünde bulunduğunu anımsatan Yeşilboğaz, “Bu taahhütlerin başında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal olarak güçlendirilmesi, şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunup desteklenmesi yer almaktadır.
Kadının güçlendirilmesi; eğitimi için her türlü destek ve imkanın tanınması, ekonomik olarak güçlü hale getirilmesi, iş bulma imkanlarının artırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, kreş imkanının sağlanması, siyasal, sosyal ve kültürel olarak desteklenmesi ve karar mekanizmalarında yer alması ile mümkündür” ifadelerini kullandı.
“Tüm meslektaşlarımızı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini, kampanyaya destek vermeye davet ediyoruz”
Türkiye'de istatistiklere bakıldığında, kadın-erkek eşitsizliği nedeniyle ayrımcılığa uğrayan kadınların istihdam oranlarının oldukça düşük olduğunun altını çizen Yeşilboğaz, “Tüm veriler incelendiğinde görülecektir ki, kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçsüz, desteksiz bırakılmaktadır.
Kamuoyunda bir süredir gündemde olan, mağdur erkekler başlığı altında yapılan propaganda ve imza kampanyaları ise nafaka düzenlemesine ilişkin tekil mağduriyetlerdir.
Ülkemizde nafaka ödediği için mağdur olan erkeklerin şartları ile nafaka alamadığı için mağdur olan kadınların şartları karşılaştırılamayacak durumdadır.
Kadın yoksulluğunun giderek arttığı, işsizliğe dair tablonun kadınlar aleyhine ağırlaştığı ve yaşamın her alanında şiddetin olağan hale geldiği günümüzde, böyle bir düzenlemenin gündeme gelmesi kadınlara ‘boşanmayın, boşanırsanız sonuçlarına katlanırsınız' demekten başka bir anlam ifade etmemektedir.
Ayrıca, kadınların erkeklerin üzerinde asalak olarak yaşayan canlılar olarak gösterilmesini de kabul etmiyoruz. Mersin Barosu olarak, tüm meslektaşlarımızı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini, nafaka düzenlemesinin TBMM Genel Kurul gündemine alınmaması için Kadın Hakları Merkezimizin başlattığı imza kampanyasına destek vermeye davet ediyoruz” diye konuştu.
Boşanan çiftler arasındaki süresiz nafakanın mağduriyetlere yol açtığı gerekçesiyle süreli hale getirilmesine yönelik yeni bir düzenleme yapılması çalışmalarına tepkiler sürüyor.
Nafaka düzenleme hazırlıkları bakanlıklar düzeyinde yürütülürken, kadın örgütleri yanında Mersinli kadın avukatlar da harekete geçti. Mersin Barosu Kadın Hakları Merkezi, yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin çalışmaların, kadının boşanma neticesinde ekonomik geçim kaygısını daha da artıracağı, boşanma fikrinden uzaklaşılmasına ve kadını, mağdur olduğu evliliğini sürdürmesine katlanmak zorunda bırakacağı gerekçesiyle nafaka düzenlemesinin TBMM Genel Kurulu'na getirilmemesi için ‘change.org' internet sitesinde imza kampanyası başlattı.
“Yeni bir düzenlemeye ihtiyaç yok”
Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Kadın Hakları Merkezi üyesi avukatlarla birlikte yaptığı açıklamada, yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin çalışmaları endişe ile izlediklerini belirtti.
Yoksulluk nafakası şartlarının değiştirilmesine ilişkin yeni bir düzenleme yapılmasına ihtiyaç olmadığını kaydeden Yeşilboğaz, “Halihazırda Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesinde nafakanın sona erdirilmesi, kaldırılması ve indirilmesi şartları düzenlenmiştir.
Kanunda yoksulluk nafakasına ilişkin kendiliğinden sona erme, azaltılma ve kaldırılma şartları zaten düzenlendiğinden, yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olmadığı açıktır. Ayrıca, yasa yoksulluk nafakasının hem erkeğe hem de kadına bağlanabileceğini açıkça belirtmiştir.
Ancak, toplumda kadının erkekle eşit olmaması ve kadının erkeğe göre ekonomik olarak güçsüzleştirilmesi sebebiyle yoksulluk nafakası genellikle kadına bağlanmaktadır” dedi.
Türkiye'nin, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ile Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ni (İstanbul Sözleşmesi) onayladığını ve bu sözleşmeleri uygulama taahhüdünde bulunduğunu anımsatan Yeşilboğaz, “Bu taahhütlerin başında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal olarak güçlendirilmesi, şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunup desteklenmesi yer almaktadır.
Kadının güçlendirilmesi; eğitimi için her türlü destek ve imkanın tanınması, ekonomik olarak güçlü hale getirilmesi, iş bulma imkanlarının artırılması, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, kreş imkanının sağlanması, siyasal, sosyal ve kültürel olarak desteklenmesi ve karar mekanizmalarında yer alması ile mümkündür” ifadelerini kullandı.
“Tüm meslektaşlarımızı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini, kampanyaya destek vermeye davet ediyoruz”
Türkiye'de istatistiklere bakıldığında, kadın-erkek eşitsizliği nedeniyle ayrımcılığa uğrayan kadınların istihdam oranlarının oldukça düşük olduğunun altını çizen Yeşilboğaz, “Tüm veriler incelendiğinde görülecektir ki, kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçsüz, desteksiz bırakılmaktadır.
Kamuoyunda bir süredir gündemde olan, mağdur erkekler başlığı altında yapılan propaganda ve imza kampanyaları ise nafaka düzenlemesine ilişkin tekil mağduriyetlerdir.
Ülkemizde nafaka ödediği için mağdur olan erkeklerin şartları ile nafaka alamadığı için mağdur olan kadınların şartları karşılaştırılamayacak durumdadır.
Kadın yoksulluğunun giderek arttığı, işsizliğe dair tablonun kadınlar aleyhine ağırlaştığı ve yaşamın her alanında şiddetin olağan hale geldiği günümüzde, böyle bir düzenlemenin gündeme gelmesi kadınlara ‘boşanmayın, boşanırsanız sonuçlarına katlanırsınız' demekten başka bir anlam ifade etmemektedir.
Ayrıca, kadınların erkeklerin üzerinde asalak olarak yaşayan canlılar olarak gösterilmesini de kabul etmiyoruz. Mersin Barosu olarak, tüm meslektaşlarımızı ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini, nafaka düzenlemesinin TBMM Genel Kurul gündemine alınmaması için Kadın Hakları Merkezimizin başlattığı imza kampanyasına destek vermeye davet ediyoruz” diye konuştu.
Anadolu Ajansı (AA), İhlas Haber Ajansı (İHA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve diğer ajanslar tarafından eklenen tüm haberler, sitemizin editörlerinin müdahalesi olmadan ajans kanallarından çekilmektedir. Bu haberlerde yer alan hukuki muhataplar haberi geçen ajanslar olup sitemizin hiç bir editörü sorumlu tutulamaz...
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.