Engelli kadın ve kız çocukları, engelli erkeklere oranla insan haklarına daha az erişebiliyor

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 06.07.2019 - 00:25, Güncelleme: 06.07.2019 - 00:25 4195+ kez okundu.
 

Engelli kadın ve kız çocukları, engelli erkeklere oranla insan haklarına daha az erişebiliyor

Rapor, engelli kadın ve kız çocuklarının, engelli erkeklere oranla insan haklarına daha az erişebildiklerini ortaya koydu. Mersin Barosu Lokali'nde gerçekleştirilen basın toplantısına, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Hasan Keleşoğlu, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği Proje Asistanı Gözde Arasıl ve engelli hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. “Engelli hakları komisyonumuzla tüm çalışmalar ivme kazanacak” Toplantının açış konuşmasını yapan Baro Başkanı Yeşilboğaz, tüm dezavantajlı gruplar için olduğu gibi engelli yurttaşların adalete erişiminde yaşanan engellerin kaldırılmasına yönelik çalışmaları desteklediklerini söyledi. Yeşilboğaz, “Bu bağlamda, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nin raporunu önemsiyoruz. Baromuz bünyesinde kurulan Engelli Hakları Komisyonu'nun önümüzdeki süreçte hayata geçireceği projelerle engelli hakları alanında yapılan tüm çalışmaların ivme kazanacağını müjdelemek istiyorum” dedi. “Adli yardım mevzuatında iyileştirme yapılmalı” Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Keleşoğlu da raporun hukuk profesyonelleri açısından son derece önemli bulgu, değerlendirme ve öneriler içerdiğini belirtti. Keleşoğlu, engellilerin adalete erişimi konusunda özellikle adli yardım mevzuatında, engellilerin özgün koşullarının dikkate alınması konusunda iyileştirmeler yapılması gerektiğinin altını çizdi. Engelli hakları konusunda avukatların kapasitelerinin geliştirilmesi için alanda çalışan STK'lar ile işbirliği içinde eğitim çalışmalarının hızla tasarlanıp hayata geçirilmesine katkı sunmak için girişimlere başladıklarını belirten Keleşoğlu, mevzuattaki engellilere yönelik ayrımcılık içeren maddelerin uluslararası ve ulusal insan hakları müktesebatına uygun hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. “Engellilerin, temel insan haklarına erişimi diğer insanlara oranla daha az” Konuşmaların ardından raporda yer alan verileri açıklayan Dernek Proje Asistanı Gözde Arasıl, resmi istatistiklere göre, Türkiye nüfusunun yüzde 12,29'unun engelli kişilerden oluştuğunu, yapılan bütün araştırmaların, engelli kişilerin eğitim ve istihdam başta olmak üzere temel insan haklarına erişimlerinin diğer insanlara oranla çok daha az olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı. Engelli kadın ve kız çocuklarının, engelli erkeklere oranla insan haklarına daha az erişebildiklerinin de araştırmalarda ortaya çıkan gerçekler arasında olduğunun altını çizen Arasıl, “Adalete erişim genellikle anlaşıldığı biçimde sadece mahkemelerde dava açma hakkı ile sınırlı bir hak değildir. Günümüzde hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik toplumlarda geniş bir çerçeve içinde değerlendirilen bir haktır. Dezavantajlı grupların insan haklarını korumak, ayrımcılığın önlenmesi, adil yargılanma hakkı, hak ihlalleri durumunda mağdurlar için adil ve zamanında telafi üreten mekanizmalarını oluşturmak, adalete erişim hakkının içinde kabul edilmektedir. Erişilebilir adalet sistemi, birbirinden farklı özelliklere ve ihtiyaçlara sahip toplumsal grupların her biri için eşit erişim fırsatı sunma, yasaların korumasından eşit yaralanmayı sağlamak, sosyal ve ekonomik marjinalleşmeyi önleyecek bir yaklaşımla dizayn edilmiş olmalıdır” diye konuştu. “Yasalarda ayrımcılık içeren tüm hükümler temizlenmeli” Arasıl, Eşit Haklar İçin izleme Derneği olarak, yaklaşık iki yıldır Türkiye'de en fazla ayrımcılığa ve hak ihlaline uğrayan gruplardan biri olan engellilerin adalete erişimi konusunda Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından desteklenen bir proje yürüttüklerinin bilgisini verdi. Arasıl, “Ulaştığımız sonuçlar ülkemizdeki mevcut adalet sisteminin bütün olarak reforme edilmesi gerektiğini göstermektedir. Adalete eşit erişim sorununun adliye binalarına rampa ve asansör yapmak ile çözüleceğini kabul eden mevcut yaklaşımın terk edilmesi gerekmektedir. Yargı reformunun konuşulduğu bu süreçte herkesin erişebileceği bir adalet sistemi için toplumun tüm bileşenlerinin etkin katılımı ile yeniden yapılanma sürecinin başlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle öncelikli taleplerimiz; yürürlükteki yasalarda farklı gruplar için ayrımcılık içeren tüm hükümlerin temizlenmesi, basitleştirilmiş mahkeme prosedürlerinin kullanımı için usul kanunlarında gerekli değişikliklerin yapılması, adli yardım sisteminin tüm dezavantajlı grupların erişebileceği formlarda sunulmasıdır” ifadelerini kullandı. Arasıl ayrıca, adli sisteme ilişkin tüm bilgilerin erişilebilir formatlarda sunulması, engelliler için halihazırda ceza yargılamaları için uygulanan zorunlu müdafi tayininin hukuk mahkemeleri için de geçerli hale getirilmesi, mahkemelerde sağlanan işaret dili tercümanı desteğinin avukat müvekkil görüşmeleri için de sağlanması ve ücretsiz sunulmasını da istedi. Yürürlükteki kanunlarda zihinsel engellilerin hukuki ehliyetlerini ortadan kaldıran vesayet düzenlemelerinin Engelli Hakları Sözleşmesi ile uyumlu hale getirilmesini talep eden Arasıl, diğer taleplerini de şöyle sıraladı: “Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yer alan engellilerin hakim ve savcı olmalarını önleyen hükümlerin kaldırılması, ceza infaz rejiminin insan onurunu koruyacak bir yaklaşımla gözden geçirilmesi ve cezaevlerinde bulunan engelliler için destek hizmetleri geliştirilmesi, TİHEK ve Ombudsmanlık gibi yargı dışı telafi mekanizmalarının uluslararası normlara uygun bağımsız ve etkili mekanizmalar olarak yeniden yapılandırılması, Arabuluculuk Kanunu'nda engelliler için kriterler belirlenmesi, mahkeme süreçleri dahil bütün hukuki işlemler için engelliler, Türkçe bilmeyenler, okuma yazma bilmeyenler için kişileştirilmiş destek hizmetlerinin sunulması, engelli hukukçuların adli sistem ile ilgili kararların alınmasına etkin katılımını sağlayacak düzenlemelerin yapılması, hakimler ve savcılar da dahil olmak üzere, soruşturma ve kovuşturmada yer alan tüm personele dezavantajlı grupların hakları konusunda hizmet içi eğitimler verilmesi, yargılama süreçlerinde görev yapan tercüman ve bilirkişiler için standartların belirlenmesi ve bu kişilere insan hakları verilmesi, adli tıp hizmetlerinin sunumunda engelli kişiler için kriterler oluşturulması, engelliler ve temsilci örgütlerinin adli hizmetlerin planlanması, sunulması ve izlenmesi süreçlerine etkili katılımının sağlanması, engelliler ve diğer tüm dezavantajlı grupların hak arama mekanizmaları konusunda bilgilendirilmeleri ve teşvik edilmeleri.”
Rapor, engelli kadın ve kız çocuklarının, engelli erkeklere oranla insan haklarına daha az erişebildiklerini ortaya koydu.

Mersin Barosu Lokali'nde gerçekleştirilen basın toplantısına, Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Hasan Keleşoğlu, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği Proje Asistanı Gözde Arasıl ve engelli hakları alanında faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.

“Engelli hakları komisyonumuzla tüm çalışmalar ivme kazanacak”

Toplantının açış konuşmasını yapan Baro Başkanı Yeşilboğaz, tüm dezavantajlı gruplar için olduğu gibi engelli yurttaşların adalete erişiminde yaşanan engellerin kaldırılmasına yönelik çalışmaları desteklediklerini söyledi.

Yeşilboğaz, “Bu bağlamda, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği'nin raporunu önemsiyoruz. Baromuz bünyesinde kurulan Engelli Hakları Komisyonu'nun önümüzdeki süreçte hayata geçireceği projelerle engelli hakları alanında yapılan tüm çalışmaların ivme kazanacağını müjdelemek istiyorum” dedi.

“Adli yardım mevzuatında iyileştirme yapılmalı”

Mersin Barosu İnsan Hakları Merkezi Başkanı Keleşoğlu da raporun hukuk profesyonelleri açısından son derece önemli bulgu, değerlendirme ve öneriler içerdiğini belirtti.

Keleşoğlu, engellilerin adalete erişimi konusunda özellikle adli yardım mevzuatında, engellilerin özgün koşullarının dikkate alınması konusunda iyileştirmeler yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Engelli hakları konusunda avukatların kapasitelerinin geliştirilmesi için alanda çalışan STK'lar ile işbirliği içinde eğitim çalışmalarının hızla tasarlanıp hayata geçirilmesine katkı sunmak için girişimlere başladıklarını belirten Keleşoğlu, mevzuattaki engellilere yönelik ayrımcılık içeren maddelerin uluslararası ve ulusal insan hakları müktesebatına uygun hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.

“Engellilerin, temel insan haklarına erişimi diğer insanlara oranla daha az”

Konuşmaların ardından raporda yer alan verileri açıklayan Dernek Proje Asistanı Gözde Arasıl, resmi istatistiklere göre, Türkiye nüfusunun yüzde 12,29'unun engelli kişilerden oluştuğunu, yapılan bütün araştırmaların, engelli kişilerin eğitim ve istihdam başta olmak üzere temel insan haklarına erişimlerinin diğer insanlara oranla çok daha az olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı.

Engelli kadın ve kız çocuklarının, engelli erkeklere oranla insan haklarına daha az erişebildiklerinin de araştırmalarda ortaya çıkan gerçekler arasında olduğunun altını çizen Arasıl, “Adalete erişim genellikle anlaşıldığı biçimde sadece mahkemelerde dava açma hakkı ile sınırlı bir hak değildir.

Günümüzde hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik toplumlarda geniş bir çerçeve içinde değerlendirilen bir haktır.

Dezavantajlı grupların insan haklarını korumak, ayrımcılığın önlenmesi, adil yargılanma hakkı, hak ihlalleri durumunda mağdurlar için adil ve zamanında telafi üreten mekanizmalarını oluşturmak, adalete erişim hakkının içinde kabul edilmektedir.

Erişilebilir adalet sistemi, birbirinden farklı özelliklere ve ihtiyaçlara sahip toplumsal grupların her biri için eşit erişim fırsatı sunma, yasaların korumasından eşit yaralanmayı sağlamak, sosyal ve ekonomik marjinalleşmeyi önleyecek bir yaklaşımla dizayn edilmiş olmalıdır” diye konuştu.

“Yasalarda ayrımcılık içeren tüm hükümler temizlenmeli”

Arasıl, Eşit Haklar İçin izleme Derneği olarak, yaklaşık iki yıldır Türkiye'de en fazla ayrımcılığa ve hak ihlaline uğrayan gruplardan biri olan engellilerin adalete erişimi konusunda Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu tarafından desteklenen bir proje yürüttüklerinin bilgisini verdi.

Arasıl, “Ulaştığımız sonuçlar ülkemizdeki mevcut adalet sisteminin bütün olarak reforme edilmesi gerektiğini göstermektedir. Adalete eşit erişim sorununun adliye binalarına rampa ve asansör yapmak ile çözüleceğini kabul eden mevcut yaklaşımın terk edilmesi gerekmektedir.

Yargı reformunun konuşulduğu bu süreçte herkesin erişebileceği bir adalet sistemi için toplumun tüm bileşenlerinin etkin katılımı ile yeniden yapılanma sürecinin başlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle öncelikli taleplerimiz; yürürlükteki yasalarda farklı gruplar için ayrımcılık içeren tüm hükümlerin temizlenmesi, basitleştirilmiş mahkeme prosedürlerinin kullanımı için usul kanunlarında gerekli değişikliklerin yapılması, adli yardım sisteminin tüm dezavantajlı grupların erişebileceği formlarda sunulmasıdır” ifadelerini kullandı.

Arasıl ayrıca, adli sisteme ilişkin tüm bilgilerin erişilebilir formatlarda sunulması, engelliler için halihazırda ceza yargılamaları için uygulanan zorunlu müdafi tayininin hukuk mahkemeleri için de geçerli hale getirilmesi, mahkemelerde sağlanan işaret dili tercümanı desteğinin avukat müvekkil görüşmeleri için de sağlanması ve ücretsiz sunulmasını da istedi.

Yürürlükteki kanunlarda zihinsel engellilerin hukuki ehliyetlerini ortadan kaldıran vesayet düzenlemelerinin Engelli Hakları Sözleşmesi ile uyumlu hale getirilmesini talep eden Arasıl, diğer taleplerini de şöyle sıraladı: “Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yer alan engellilerin hakim ve savcı olmalarını önleyen hükümlerin kaldırılması, ceza infaz rejiminin insan onurunu koruyacak bir yaklaşımla gözden geçirilmesi ve cezaevlerinde bulunan engelliler için destek hizmetleri geliştirilmesi, TİHEK ve Ombudsmanlık gibi yargı dışı telafi mekanizmalarının uluslararası normlara uygun bağımsız ve etkili mekanizmalar olarak yeniden yapılandırılması, Arabuluculuk Kanunu'nda engelliler için kriterler belirlenmesi, mahkeme süreçleri dahil bütün hukuki işlemler için engelliler, Türkçe bilmeyenler, okuma yazma bilmeyenler için kişileştirilmiş destek hizmetlerinin sunulması, engelli hukukçuların adli sistem ile ilgili kararların alınmasına etkin katılımını sağlayacak düzenlemelerin yapılması, hakimler ve savcılar da dahil olmak üzere, soruşturma ve kovuşturmada yer alan tüm personele dezavantajlı grupların hakları konusunda hizmet içi eğitimler verilmesi, yargılama süreçlerinde görev yapan tercüman ve bilirkişiler için standartların belirlenmesi ve bu kişilere insan hakları verilmesi, adli tıp hizmetlerinin sunumunda engelli kişiler için kriterler oluşturulması, engelliler ve temsilci örgütlerinin adli hizmetlerin planlanması, sunulması ve izlenmesi süreçlerine etkili katılımının sağlanması, engelliler ve diğer tüm dezavantajlı grupların hak arama mekanizmaları konusunda bilgilendirilmeleri ve teşvik edilmeleri.”
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.