Basın Özgürlüğü, Satılmışların Elindeyse

Günlük zorlasa, çatlasa 5 tane sattığı, tahminime göre 100 tane dağıttığı gazetenin aboneliğini hediye edecekmiş bir arkadaşın dediği gibi komisyoncu.

Geçmişte neler yazmış bir bakalım;

“Görünen o ki kantarda Vahap Seçer rakiplerine göre ağır basıyor.
Seçer Mersin’i iyi yönetir mi?
Neden yönetmesin?
Benim bildiğim Mersinli ince eler-sık dokur
Mersin için en doğru adayı SEÇER…
Favori; VAHAP SEÇER diyebiliriz…”

Yazdığı yazıyı aynen yayınladım ki konu iyice anlaşılsın.

Aynı komisyoncu Başkan Seçer’i programına konuk ediyor

Yazdığı yazıda, “söyleneni yazmaktan, verilen yanıtlara göre program yapmaktan hoşlanıyor bizim çocuklar” demiş ya bakın kendisi neler anlatmış programda…

“Zaman 31 Mart’a doğru hızla akıyor
Adaylar da yapacaklarını anlatmaya çalışıyor
Mersin, seçim döneminin yıldızı
Deyim yerindeyse medyada her gün kendine yer buluyor
Amma adaylarıyla amma aday olamayanlarıyla
Bu konuda en rahat Cumhuriyet Halk Partisi
CHP, tek başına adayını belirledi ve yola devam ediyor
Deyim yerindeyse kimsenin peşine takılmadan
Sayın Kocamaz’ın başına gelenler ortada,
Kocamaz’ı kim hançerledi, neden hançerledi, belli değil.
Bu nedenle fazla söze gerek yok
Seçim yaklaşırken mücadele tüm hızıyla devam ediyor
CHP yarışa bir adım önde başladı
Seçmen adayına yükleniyor
Diğer adayların elleri zayıf, daldaki kuşlara umut bağlamış durumdalar
Daldaki kuşun ne kadarını tutabilirler, belli değil.
Bugünkü konuğum CHP’nin Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer.
Başkanım Hoşgeldiniz,
Başkanım demeye alıştık, derler ya Allah mı söyletti.”

*

Unuttuğu önemli bir yer var. Karakteri sağlam insanlar, yola çıktıklarını, beraber yol yürüdüklerini, seçildikten sonra da unutmazlar.  Ve tabi ki beraber yol yürüdüklerine, biraz daha pozitif ayrımcılık gösterecektirler. Bu zorunuza gitmesin.

Her dönemin adamı olmayı bırakmalısınız. 

Çok satan kitapların başında gelen Ateşi Çalmak adlı itabın yazarı Galina Serebryakova’nın söylediği bir cümleyi anımsadım.  “Basın özgürlüğü, satılmışların ellerindeyse, yalanın silahıdır.” Diyor Serebryakova.

Hatırlatmam gerekirse, gazeteci şunu yazacağım, bunu yazacağım diye yaygara koparmaz. 

Varsa elinde belgesi, yazmıyorsa gazeteci değildir! 

Yazmamak için oltanı buz dağına sallama, sana oradan balık çıkmaz.

Çıksa çıksa sana DENİZ’den maaş çıkar!