Mersin'de esrarengiz kazının sırrı çözülemiyor

Güncel (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 31.10.2017 - 22:16, Güncelleme: 31.10.2017 - 22:16 2201+ kez okundu.
 

Mersin'de esrarengiz kazının sırrı çözülemiyor

Tarsus’ta 82 Evler Mahallesi’nde bir yıldır olağanüstü güvenlik önlemleri altında süren kazıda gizlilik devam ederken, CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın kazı yerini inceleme girişimi beşinci kez sonuçsuz kaldı. Sabah saatlerinde kazı yerine giden Atıcı’nın eve girişine polis engel olurken, komşu evlerde oturanlar çatlayan evlerini ve yıkılan duvarları göstererek yakındılar. Brandalarla kapatılan kazı evine komşu yaşlı çift, 'Kafile kafile geldiler, 20 kişi, 20 kişi. Alan aldı, giden gitti, bizler, mahallemiz böyle kaldı' diyerek milletvekilinden yardım istedi. Tarsus’tan tüm ülkeye yayılan gizem, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından açılan bir intihar dosyasıyla başladı. Kaçak kazı yapan grubun içinde Emniyet’in gizli soruşturmacısı olarak bulunan polis memurunun intiharının aslında cinayet olduğu ortaya çıkmış ve olaya kaynaklık eden kazı evi güvenlik çemberine alınmıştı. Kazının gizli yürütülmesi kamuoyunda komplo teorilerini de beraberinde getirdi. İnternette birçok mecradaki yayınlarda, dünyaca ünlü Dakyanus hazinesinin bulunduğu, Hristiyanlığın en önemli isimlerinden Miladi birinci asırda yaşayan Tarsuslu Aziz Paul’un inciline ulaşıldığı veya evin altında Akdeniz’e kadar ulaşan tünelin kayıp Atlantis’e ulaştığı gibi birbirinden gizemli teoriler gündeme getirildi. ÇATLAMIŞ, YIKIK DUVARLAR 4 farklı girişiminden ve Meclis’te gündeme getirdiği önergelerden hiçbir bilgiye ulaşamayan CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, bu sabah saatlerinde yeniden olay yerine gitti. Eve girmesine polisin izin vermediği atıcı sosyal medyadan canlı yayınla çevredeki evleri gösterdi ve olayın gizemini anlattı. Atıcı, “Bu buraya beşinci gelişim. Her defasında burada ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Yaklaşık 1 yıldır bu kazı esrarengiz şekilde devam ediyor. Ne olduğunu polisler de bilmiyorlar. Bu esrarengiz ve gizemli kazıda Türk polisi kullanılıyor. Böyle herkesin midesinin bulandığı bir işte polisimizin kullanılması doğru değildir. Bugün geldiğimizde buraya bir de Türk Bayrağı asmışlar. Böylesine şaibeli işlerin olduğu, böylesine gizli, gizemli işlerin olduğu bir ortamda Türk Bayrağının altına sığınıp bu işleri yapamazlar” dedi. KOMŞU: EVLERİN ALTI BOŞ Bitişik evleri ziyaret eden Atıcı, buradaki yaşlı bir çiftle sohbet etti. Çatlamış duvarlarını gösteren komşu çift, “Yaptılar, ettiler, gittiler böyle. Bütün olduğu gibi böyle hep çatlak. Evlerin altı boş. İki yaşlı nereye gideceğiz, kiralar pahalı. Gizli yaptılar, gizli ettiler, götürdüler gittiler, ne oldu biz anlamadık. Bize, ‘Bir tehlike olursa size ev vereceğiz, ev olmazsa ev parası vereceğiz’ dediler. Kafile kafile geldiler, 20 kişi bir geldi, 20 kişi bir geldi” diye anlattılar. Atıcı da “Kafile kafile gelip define arayıp gidiyorlar. Buradan çıkarılan eserlerin ne olduğunu da bilmiyoruz, buradan çıkanlar milletin malı” diyerek yardımcı olmaya çalışacağını söyledi. Atıcı’nın mahalledeki gezisine sivil polisler de eşlik etti. Çatlamış, yıkık duvarları gösteren bir başka komşu da ne olacağını sordu. Atıcı, “Bacım ne olacağını ben de bilmiyorum ki. ‘Ya hakkımızı verin çıkalım, ya evlerimizi onaralım. Siz kazdıkça her yer çatlıyor. Yarın yağışlar başlayınca iyice sıkıntı. Çok tedirginiz” diye konuştu. Akademisyenlerin bilgisi yok Konu hakkında devlet yetkililerine bilgi verilmediği gibi, arkeoloji camiasından birçok akademisyenin de bilgisi bulunmuyor. Selçuk Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, konuya ilişkin Arkeofili’ye verdiği demeçte, hiçbir fikri olmadığını belirtiyor ve “Sanıyorum fazla önemli bir alan.” demekle yetiniyor. Mersin’in Mezitli İlçesi’ndeki Roma Dönemi’nin önemli liman kenti Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde yürütülen kazıların bilimsel başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı ise Arkeofili’ye, “O kazıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Gizliliğinin yetkililere sorulması gerekir.” diyor. Arkeolojik bir kazı olmayabilir 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalında başladığı arkeoloji kariyeri boyunca, Türkiye’nin hemen hemen her yerinde arkeolojik çalışmalar yürüten Prof. Dr. Mehmet Özdoğan Arkeofili’ye, kendisinin de gazete havadisleri dışında hiçbir bilgisinin olmadığını, olayın nitelik ve sürecini anlamakta zorlandığını söylüyor. Olayı oldukça garip olarak yorumlayan Özdoğan, arkeoloji ile bağlantılı bir süreç olma olasılığının hemen hemen yok görünümünde olduğunu ve arkasında başka bir olay olması gerektiğini belirtiyor. Özdoğan, “Her ne arıyorlarsa arkeolojik alanda olduğu için müzeyi, en azından isim olarak devrede tutuyorlar gibi. Ancak bu kadar uzun süre ne aranır, neyin analizi yapılır, hiç aklım yatmadı.” diyor. Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Durukan, konu hakkında hiçbir fikri olmadığını, kendisinin ve çevresinin de merak içinde olduğunu belirtiyor: “Biz de sizin gibi merak içindeyiz. Hatta ben yarı Tarsusluyum, bölümümde Tarsuslu bir öğretim üyesi daha var ancak tek kelime bir haber ya da bilgi alamıyoruz. Sizin de takdir edeceğiniz üzere, konu arkeolojik olsaydı bu kadar gizliliğe gerek olmazdı.” Prof. Dr. Durukan, “Güvenlik veya suç odaklı bir araştırma yapılıyor olma ihtimali daha kuvvetli sanki. Ama bu da bir spekülasyon sonuçta.”  
Tarsus’ta 82 Evler Mahallesi’nde bir yıldır olağanüstü güvenlik önlemleri altında süren kazıda gizlilik devam ederken, CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı’nın kazı yerini inceleme girişimi beşinci kez sonuçsuz kaldı.

Sabah saatlerinde kazı yerine giden Atıcı’nın eve girişine polis engel olurken, komşu evlerde oturanlar çatlayan evlerini ve yıkılan duvarları göstererek yakındılar.

Brandalarla kapatılan kazı evine komşu yaşlı çift, 'Kafile kafile geldiler, 20 kişi, 20 kişi. Alan aldı, giden gitti, bizler, mahallemiz böyle kaldı' diyerek milletvekilinden yardım istedi.

Tarsus’tan tüm ülkeye yayılan gizem, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından açılan bir intihar dosyasıyla başladı.

Kaçak kazı yapan grubun içinde Emniyet’in gizli soruşturmacısı olarak bulunan polis memurunun intiharının aslında cinayet olduğu ortaya çıkmış ve olaya kaynaklık eden kazı evi güvenlik çemberine alınmıştı.

Kazının gizli yürütülmesi kamuoyunda komplo teorilerini de beraberinde getirdi. İnternette birçok mecradaki yayınlarda, dünyaca ünlü Dakyanus hazinesinin bulunduğu, Hristiyanlığın en önemli isimlerinden Miladi birinci asırda yaşayan Tarsuslu Aziz Paul’un inciline ulaşıldığı veya evin altında Akdeniz’e kadar ulaşan tünelin kayıp Atlantis’e ulaştığı gibi birbirinden gizemli teoriler gündeme getirildi.

ÇATLAMIŞ, YIKIK DUVARLAR

4 farklı girişiminden ve Meclis’te gündeme getirdiği önergelerden hiçbir bilgiye ulaşamayan CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, bu sabah saatlerinde yeniden olay yerine gitti.

Eve girmesine polisin izin vermediği atıcı sosyal medyadan canlı yayınla çevredeki evleri gösterdi ve olayın gizemini anlattı.

Atıcı, “Bu buraya beşinci gelişim. Her defasında burada ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Yaklaşık 1 yıldır bu kazı esrarengiz şekilde devam ediyor. Ne olduğunu polisler de bilmiyorlar. Bu esrarengiz ve gizemli kazıda Türk polisi kullanılıyor.

Böyle herkesin midesinin bulandığı bir işte polisimizin kullanılması doğru değildir. Bugün geldiğimizde buraya bir de Türk Bayrağı asmışlar.

Böylesine şaibeli işlerin olduğu, böylesine gizli, gizemli işlerin olduğu bir ortamda Türk Bayrağının altına sığınıp bu işleri yapamazlar” dedi.

KOMŞU: EVLERİN ALTI BOŞ

Bitişik evleri ziyaret eden Atıcı, buradaki yaşlı bir çiftle sohbet etti. Çatlamış duvarlarını gösteren komşu çift, “Yaptılar, ettiler, gittiler böyle.




Bütün olduğu gibi böyle hep çatlak. Evlerin altı boş. İki yaşlı nereye gideceğiz, kiralar pahalı. Gizli yaptılar, gizli ettiler, götürdüler gittiler, ne oldu biz anlamadık.

Bize, ‘Bir tehlike olursa size ev vereceğiz, ev olmazsa ev parası vereceğiz’ dediler. Kafile kafile geldiler, 20 kişi bir geldi, 20 kişi bir geldi” diye anlattılar.




Atıcı da “Kafile kafile gelip define arayıp gidiyorlar. Buradan çıkarılan eserlerin ne olduğunu da bilmiyoruz, buradan çıkanlar milletin malı” diyerek yardımcı olmaya çalışacağını söyledi. Atıcı’nın mahalledeki gezisine sivil polisler de eşlik etti.



Çatlamış, yıkık duvarları gösteren bir başka komşu da ne olacağını sordu. Atıcı, “Bacım ne olacağını ben de bilmiyorum ki. ‘Ya hakkımızı verin çıkalım, ya evlerimizi onaralım. Siz kazdıkça her yer çatlıyor. Yarın yağışlar başlayınca iyice sıkıntı. Çok tedirginiz” diye konuştu.

Akademisyenlerin bilgisi yok

Konu hakkında devlet yetkililerine bilgi verilmediği gibi, arkeoloji camiasından birçok akademisyenin de bilgisi bulunmuyor.




Selçuk Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hakan Öniz, konuya ilişkin Arkeofili’ye verdiği demeçte, hiçbir fikri olmadığını belirtiyor ve “Sanıyorum fazla önemli bir alan.” demekle yetiniyor.

Mersin’in Mezitli İlçesi’ndeki Roma Dönemi’nin önemli liman kenti Soli Pompeiopolis Antik Kenti’nde yürütülen kazıların bilimsel başkanı Prof. Dr. Remzi Yağcı ise Arkeofili’ye, “O kazıyla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Gizliliğinin yetkililere sorulması gerekir.” diyor.




Arkeolojik bir kazı olmayabilir

1963 yılında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalında başladığı arkeoloji kariyeri boyunca, Türkiye’nin hemen hemen her yerinde arkeolojik çalışmalar yürüten Prof. Dr. Mehmet Özdoğan Arkeofili’ye, kendisinin de gazete havadisleri dışında hiçbir bilgisinin olmadığını, olayın nitelik ve sürecini anlamakta zorlandığını söylüyor.

Olayı oldukça garip olarak yorumlayan Özdoğan, arkeoloji ile bağlantılı bir süreç olma olasılığının hemen hemen yok görünümünde olduğunu ve arkasında başka bir olay olması gerektiğini belirtiyor.




Özdoğan, “Her ne arıyorlarsa arkeolojik alanda olduğu için müzeyi, en azından isim olarak devrede tutuyorlar gibi. Ancak bu kadar uzun süre ne aranır, neyin analizi yapılır, hiç aklım yatmadı.” diyor.

Mersin Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Durukan, konu hakkında hiçbir fikri olmadığını, kendisinin ve çevresinin de merak içinde olduğunu belirtiyor:




“Biz de sizin gibi merak içindeyiz. Hatta ben yarı Tarsusluyum, bölümümde Tarsuslu bir öğretim üyesi daha var ancak tek kelime bir haber ya da bilgi alamıyoruz. Sizin de takdir edeceğiniz üzere, konu arkeolojik olsaydı bu kadar gizliliğe gerek olmazdı.”

Prof. Dr. Durukan, “Güvenlik veya suç odaklı bir araştırma yapılıyor olma ihtimali daha kuvvetli sanki. Ama bu da bir spekülasyon sonuçta.”

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve telgrafturk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.